HILLSIDER 90 / ŞAH YAYCI

Hillsider Magazine 90 - yaz sayisi -sah yayci 1

Geçmişte Şah’ane Fikirler adıyla kurduğu firmanın bir uzantısı olan All in All Project isimli şirketinde marka ve kurumlarla proje ve fikir odaklı, 360 derece planlama yapıyor Şah Yaycı.

Bu işi yaparken bilgi ve birikimlerini değerlendirebildiği, fayda sağlayacağına inandığı marka ve kurumları seçiyor.  Bugüne  kadar estetiğe dair tüm branşların olduğu Türkiye’deki ilk hastane de dahil olmak üzere bir çok hastane kurmuş, televizyon  ve radyo kanalı yöneticiliği ve televizyon programları yapmış. Tüm bunların arasında ‘Yaşının İyisi Ol’ adıyla harika bir kitap yazmış. Sivil toplum örgütlerine destek veren ve bir çok farklı sosyal sorumluluk projeleri içinde yer alan Yaycı, sosyal medyada da hayata dair iyilik ve güzellikleri takipçileriyle paylaşan bir influencer. ‘Fikir üretmek, yeni çağın en kıymetli entellektüel sermayesi’ diyor. Ve en çok kendisiyle yarışmayı seviyor.

İpek Kigan: Askeri Hemşirelik okumuşsunuz. Bu bölümü idealist duygularla mı seçmiştiniz? Bölümü bitirdikten sonra mecburi hizmeti Doğu’da yapmak da kendi tercihiniz miydi?

Şah Yaycı: Gönlümde Konservatuvar Tiyatro Bölümü vardı ancak bizim dönemin klasik ebeveyn tepkisiyle karşılaştım. ‘Avukat ol’ komutu gelince, benim isteğim olmuyorsa sizinki de olmasın diyerek Askeri Hemşirelik okudum.  Süper kahraman öykülerimin olacağı bir senaryo hayal ettim sanırım . Ve öyle de oldu! Çok hayat kurtardık, pek çok hayata dokunduk. Hayat kurtarmak kadar erdemli ve kutsal bir şey olamaz.

Doğu hizmeti bir anlamda kendi seçimimdi. Ancak nereyi seçeceğim kuraya bağlıydı ve kurada en ağır koşullardaki bölgeyi seçtim . Önce korktum ancak sonra bambaşka deneyimler yaşadım. Hayatta yaptığım her işte başarılı olduysam aldığım eğitimin ve doğuda yaşadığım tecrübelerimin şüphesiz büyük etkisi var. Her şeyden önce eşimi Doğu hizmetinde tanıdım .

Burada geçirdiğiniz zaman içerisinde gözünüzün önünden gitmeyen bir sahne var mı?

Çatışmada yaralanan bir askeri 18 saat süren insan üstü bir uğraşla hayata döndürmemiz …Çok var … Onlarca kurtarılan hayatlar var. Riske atılan hayatlar da … Günler, haftalar sürer anlatsam…

Hillsider Magazine 90 - yaz sayisi -sah yayci 2

 

Mecburi hizmetten sonra yolunuza nasıl devam ettiniz?

Mecburi hizmetten sonra özel sektöre geçtim. Yönetim bölümünde çalışmayı tercih ettim.  Hastaneler kurdum. Kurucu ortak olarak çalıştım.  16 yıl boyunca Özel Hastanecilik yaptım.

Medya dünyasına geçişiniz nasıl oldu?

Hastanecilik dönemindeyken şans eseri bir televizyon kanalı satıştaydı.

O dönem sağlık sektöründe reklam tanıtım yapmak serbestti. Reklam bütçesine ayrılan para ile bu TV kanalı alınması ve istediğimiz gibi kendi hastanemizin reklamının yapılmasına karar verildi. Radyo kanalları da vardı tabi.  TV programlarına konuk olarak çıktığımda rahatlığım dikkat çekmiş olacak ki başka program teklifleri almaya başladım. Ardından bir ulusal kanalda kendi televizyon programımı yaptım.

Başka bir televizyon programı daha derken, röportajlar, köşe yazıları vs. medya sektörüne de girmiş oldum.

Medikal estetik alanına yönelmeye karar verdiğinizde sanırım bu konu dünyada daha çok yeniymiş. Sizin nasıl ve neden ilginizi çekti?

Ekonomik krizler 🙂 2001 krizini medikal estetikle aştık.

O dönem bu fikrime ‘İğneyle kuyu yazmak bu, nasıl gereken ciroyu yapacağız ‘  gibi gelen itirazlara rağmen direndim ve başardık.

Medikal estetikle tanışmam 1997’de eşimin peşine takılıp Amerika’ya gitmekle oldu. Eşim daha yeni yeni ismi zikredilen botoks için Amerika seyahati planlamıştı. Merak ettim ve ben de ona eşlik ettim.  Medikal estetik alanında bizde hiç bir şey yokken,  okyanus ötesi bayağı yol katetmişti.

Medikal estetiğin o günden bugüne geldiği nokta sizce neresi? Ve daha önemlisi gideceği noktada neler hayal ediyorsunuz?

Geldiği noktadan ziyade geleceği nokta inanılmaz! Neredeyse bir insan, ömrü hayatında hiç cerrahi operasyon olmadan da iyi yaş almanın gereksinimlerini giderebilecek.  Teknoloji büyük bir hızla ilerliyor, estetik tıp her gün yeni bir buluşla içerik sunuyor. Aslolan kişinin doğru estetik planlama bilinci içinde olması. Herkesin kendi biricikliği ile bir planlama içinde, doğru yöntemlere başvurması çok değerli. Son dönemin estetik trendleri yaşının iyisi olmaya yönelik . Yaşsız olmaya yönelik değil.  Bir dede, nine olduğunuz belli olacak ve bundan yüksünmeyecek aksine gurur duyacaksınız.  Torunuyla şımaran, top oynayan bir dede – nine yeterince seksi değil mi sizce? Biyolojik saati geriye alarak, yaşlanma hızını azaltarak yaş alma yeni trend özetle…

MY9A9888 k

 

‘Yaşının İyisi Ol’ kitabınızın ismi çok hoşuma gitmişti. Herkeste daha genç gözükme, genç kalma dürtüleri çok fazla şu aralar. Çünkü genellikle bu duygu pompalanıyor, özellikle kadınlara. Hep bir zorlama, zorlanma duygusu. Ama sizin kitabınızın ismi yumuşacık. Kabullenme ve bu kabullenmenin içinde iyi kalmayı anlatıyor. Yaşımızın iyisi olabilmemiz için kitabınızda verdiğiniz en önemli ipuçlarını bizimle paylaşır mısınız?

Her daim işe yarayacak bir başucu kitabı yazmak istedim.  Sadece dış görüntüsüne takıntılı bir yaşam, insanı her daim hayatın dışında tutar. Oysa yaşamın içinde olmak çok kıymetlidir. Huzurlu, kendiyle barışık insanın cildi ışıldar, gözleri parlar ve bu durum kişiyi karışıklıklarına rağmen her daim canlı, duru ve çok ama çok güzel gösterir.

Kitap kapağında ‘ Güzellik etrafımıza yaydığımız bir duygu, bir his’ demişsiniz. Çok da doğru söylemişsiniz. Bu hissi içimizde oluşturmak ve sürekliliğini sağlamak nelere bağlı sizce?

Ying ve yang gibi, aydınlık ve karanlık tarafımız dengede olmalı elbette.  Ancak aydınlığı önümüze, karanlığı arkamıza almalıyız. Yüzümüz hep aydınlığa dönük olmalı. Karanlık, aydınlığın önüne geçerse tescilli dünya güzeli de olsak, çirkiniz.

Yaydığımız enerji, deneyimlediğimiz bir his ile başlar güzellik. Sonrasında sürekliliğini sağlamak, o hissin gerçekliği ve kalıcılığı ile mümkün olur.  Bir anlamda kişisel seçimlerimize bağlı bu.

Bütün bu uğraşlara ilaveten, sosyal sorumluluk kampanyalarına da destek veriyorsunuz…

Evet, bir amaç var hayatımda. Attığım her adımda, yaptığım her işte, planladığım her projede küçük de olsa sorumluluk bilinciyle başka hayatlara dokunabilmek amacım. Sosyal medyayı kullanırken de bu amacım işleyecek.  Fikrim de, zikrim de böyle çalışacak.  Olmaya çalışıyorum diyelim… Bilmek ve olmak arasında fersah fersah mesafeler var. Bilmekten olmaya doğru bir yola gönüllü girdim.

Bugüne kadar tüm yaptığınız bütün işler arasında en severek yaptığınız hangisiydi? 

İş, görünür kılınmış sevgidir’ der Halil Cibran. Sevdiğiniz işi yapmak zorunda değilsiniz ama işinizi severek yapabilirsiniz.  Sevdiğim iş diye bir şey söyleyemem. Hangi işi yaparsam onu büyük bir sorumlulukla ve sevgiyle ve iyi yaparım. Ancak rahatlıkla ve çok kolay da vazgeçerim.Hiç etiket, makam merakım olmaz, olmadı da…O yüzden ismim her zaman yeterli  olmuştur, çok şükürJ

Hillsider Magazine 90 - yaz sayisi -sah yayci 3

 

Güzel ve iyi hissetmek için siz neler yapıyorsunuz?

Güzellik kavramı ile çok ilgilenmem. İyilik hali, iyi olma hali benim için önemlidir.  Yaşamın içinde olmaya önem veriyorum.  Çiçeğe, böceğe, ağaca, yaprağa dokunmak, doğanın sesini dinlemek, hayvanlara sarılmak, sevmek coşkuyla, hunharca doğayı sevmek …

Köpeğimle şımarmak, seyahat etmek,  sevdiklerime yemek yapmak, onlarla zaman geçirmek …Yüzümdeki çizgi ve çubukları sevmek …Tüm bunlar iyi yaş almanın en temel tüyoları benim için. Elbetteki ardından doğru estetik planlama ve postürümü, duruşumu korumak . Duruşu bozulmayan yaşlanmaz, yaş alır.

Yüzü gergin ama sırtı kambur, omuzları çökük bir duruş,  iyi yaş alma yolunda başarısızdır. Temizliğe önem veriyorum, özellikle cilt temizliğine. Zaman zaman kendimi şımartsam da iyi beslenmeye dikkat ediyorum. Olabildiğince aktif ve hareketli olmaya ve vücudumu esnetmeye önem veriyorum. Temel olarak böyle…

Bütün bu koşturmacadan eşinizin, oğlunuzun şikayetçi olduğu oluyor mu hiç? Evinize, ailenize ayırdığınız vakitler nasıl geçiyor? Ve nasıl bir eş ve annesiniz sizce?

Ailem, evim benim mahremim. Her ne olursa olsun, onlar önceliğim.

Oğlum 14 yaşına gelene kadar en fazla bir gün ayrı kalmışızdır. Tüm seyahatlerimde benimle ya da bizimleydi. İş seyahatlerimi bir günden fazla tutmadım.  Oğlum 14 yaşına geldiğinde ilk defa 2 gün seyahate gittim. Üniversiteye girdikten sonra seyahatlerimde kendimi özgürleştirdim. 2,5 yaşına gelene kadar onsuz hiç program yapmadım, sinema, tiyatro bile … Özgür ruhlu kadınların sorumluluk duygusu yüksek olur. Bende de bir şey yapıyorsam dibine kadar yapmalıyım iddiası var.

Oğlum lise dönemine geçerken sınavlarına hazırlandığı dönemde hisselerimi devrederek yöneticiliği bıraktım. Çocuğuma daha çok vakit ayırabileceğim, daha rahat ilgilenebileceğim bir çalışma formu oluşturdum. Kariyerimde geleceğim en üst noktaya gelmiştim zaten. Çok şükür 40 yaşıma geldiğimde kariyerimi maksimuma getirdiğim noktadaydım.

En büyük lüksüm istemediğim insanı hayatımdan çıkarmak ve istediğim kadar ve sadece istediğim işleri yapmak . Şükür duyduğum bir durumdur.

Bütün konsantrasyonum ailemedir yani .

Nasıl bir eşim bilmiyorum ama beni seviyor 🙂 Ben de onu 🙂

Maşallah diyelim. Eşim de  bir Yay burcu benim gibi . Seyahatlerime hep destek olur. Ruhumun beslendiğini bilir.

Siz nasıl bir çocuktunuz? Kıpır kıpır, yerinde duramayan birisiniz. Çocukluğunuz da bugünkü gibi hareketli miydi?

Kıpır kıpır mıyım bilmiyorum ancak enerjim çoğunlukla yüksektir. Enerjim düşünce öylece kalabilirim mesela. Çocukluğuma dair yaramazlık öyküm hiç yok ama keşfetme merakımın olduğuna dair hikayeler var.  5 yaşında inciri kendim koparmak isterken ağaçtan düşmüşüm. Dudağım yırtılmış. Çok sevimli ve mutlu bir çocukmuşum. Ara sıra bu meraklarım bana yara izleri olarak geri dönmüş olsa da, bunlar benim için mutlu çocukluğumun izleri gibidir ve çok severim.

 Vazgeçilmezleriniz nelerdir?

Her şeyden vazgeçebilirim, sevdiklerim dışında…

 ‘Olmasa da olur’ dediklerinizi de merak ettimJ

Çok şey …

Elinize bir fırça versem, düşlerinizi resmedin desem… Neler görürdük o tabloda?  

Tüm çocuklar gülümsüyor, hem de büyük büyük gülümsüyorlar. Tüm insanlık çocukların yüzünü güldürmek için uğraş veriyor. Çocuklar saf bilinçle hayvanları çok sevdiği için hayvanlar da gülümsüyor.

 

 MY9A9901 k